2019 yılının Aralık ayında Çin’de ortaya çıkan ve yalnızca birkaç ay içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi sosyal yaşantımız kadar ticari hayatı da etkiledi. Geleneksel alışveriş yöntemlerinin bir kez daha sorgulanmasına yol açan bu küresel salgın bazı sektörlere ciddi hasar verirken söz konusu e-ticaret sektörü olduğunda tam tersi bir etkiye yol açtı.
Pandeminin neden olduğu kaygılar tüketici davranışlarının radikal denebilecek ölçüde değişmesini tetikledi. Evden çıkarken bir kez daha düşünen, kimi zaman istese de evden çıkamayan tüketiciler çevrimiçi alışverişin sunduğu güvenliğe “hayır” diyemedi.
“Covid-19 e-ticaret sektörünü inanılmaz ölçüde büyüttü” demek doğru bir yaklaşım olmayacak. Neticede çevrimiçi alışveriş sıklığı artsa da online olarak sipariş verilen ürün kategorilerinin de farklılaştığının unutulmaması gerekiyor. Tüketiciler ihtiyaçlarını yeniden tanımladıkları veya tanımlamak zorunda kaldıkları için e-ticaret kendi içerisinde de büyük bir değişim yaşıyor.
Durum, anlaşıldığı gibi çok da basit değil. Kendine has dinamikleri olan bir sürecin içerisindeyiz ve dolayısıyla yeni gelişmelerle de beslenmeliyiz. Ancak belli başlı çıkarımlar yapmamız mümkün ve küresel salgının e-ticaret özelinde yarattığı mevcut değişimleri de görmezden gelemeyiz. Bu yazımızda Covid-19 sonrası e-ticaret sektörünün tabiri caizse iştah kabartan verilerini sunarak pandeminin tüketici davranışlarında yol açtığı değişime ışık tutacağız. Keyifli okumalar dileriz…
Covid-19 Sonrası Tüketici Davranışları Nasıl Değişti?
Pandeminin yarattığı kaygılar dünya genelindeki tüketici davranışlarını çeşitli şekillerde etkiledi. Davranışlar nesil ve cinsiyet farklılıkları doğrultusunda değişirken öncelik verilen ürün gruplarında da geçmişe oranla değişim yaşandı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Birleşik Krallık’ta yapılan anketler de bu söylemi doğrular nitelikte. Yapılan anketlerin sonuçlarında Y ve Z kuşağının %96’sı gibi büyük bir kısmının koronavirüs salgınından ve bu salgının yaratacağı ekonomik etkilerden endişe duydukları ortaya çıktı. Bu durum da satın alma davranışlarının dramatik şekilde değişmesine yol açtı. Harcamalarını kısan, stoklama ihtiyacı hisseden Y ve Z kuşağından farklı olarak Baby Boomer ve X kuşağının daha az endişeli olduğu belirlendi. Dolayısıyla davranışları da pandemi dönemine özgü dinamiklerden daha az etkilendi.
Tüketici davranışları analiz edilirken kuşak farklılıkları ile birlikte cinsiyetler arası farklılığın da incelenmesi daha kapsamlı veriler elde etmemizi sağlayabiliyor. Yapılan anketlerde ise oldukça çarpıcı bir gerçeklik bizi bekliyor. Küresel salgından kadınların %71’inin, erkeklerin ise %60’ının etkilendiği ortaya çıkarken, satın alma davranışları söz konusu olduğunda cinsiyet bazlı bu yüzdeler baskınlıklarını koruyamıyor. Koronavirüs endişesi yaşayan kadınların %41’inin, erkeklerin ise %47’inin satın alma alışkanlıklarının değiştiği sonucu karşımıza çıkıyor.
Peki bu sonuçların e-ticarete yansıması nasıl oluyor?
İnternetten Alışveriş Yapma Eğilimi Artıyor
2019 – 2020 yıllarının karşılaştırıldığı ve 2020 Temmuz ayına kadar aylık alışverişleri gösteren bu grafik önemli bilgiler sunuyor. Yeşil renk online alışveriş sayfalarının görüntülenmesini, pembe renk ise sipariş sayısını gösteriyor. Mart ve Nisan ayları arasındaki ivme küresel ölçekte online alışveriş aktivitelerinin %96 oranında arttığını ortaya koyuyor. Mayıs ayı itibarıyla mağazaların açılmaya başlaması sonrası online alışverişe ilgilinin bir miktar azaldığını ancak yine de bu eğilimin geçmiş yıllara kıyasla yüksek olduğunu gösteriyor.
Alışveriş Öncelikleri Değişti, Bazı Sektörler Dramatik Ölçüde Yükseldi
Koronavirüs öncesi de e-ticaret çok büyük bir hacim barındırıyordu, yine de bu denli bir yükseliş ivmesi beklenmiyordu. Koronavirüs salgını ile birlikte sektörde çeyrek dönem için yaklaşık %40’lık bir büyüme elde edildi. Evlerinden çıkma konusunda tereddüt yaşayan tüketicilerin online olarak satın aldıkları ürün ve hizmet gruplarında da bazı farklar oluştu. Salgının erken döneminde daha çok oyuncaklar, oyunlar, maskeler, hijyen ürünleri ve market alışverişleri artarken zaman geçtikte daha çok spor aletleri, teknolojik ürünler, ev ve bahçe ürünleri tercih edilmeye başlandı. Elbette bazı ürünlere talep bâki, evde keyifli zaman geçirmek adına oyuncaklar ve oyunlar yine üst sıralarda kaldı. Salgının erken dönemi ve ilerleyen zaman dilimlerindeki online alışveriş trendleri ile ilgili sizlerle iki ayrı grafik paylaşmak istiyoruz.
Yukarıdaki grafikte 2019-2020 yıllarında online alışveriş sitelerinde incelenen kategoriler listelenmiştir. Salgının erken döneminde tercih edilen ürün kategorilerinin incelenme oranları bir önceki yılla kıyaslandığında artış barizdir. İkinci grafikte özellikle “Luggage&Bag” kategorisine odaklanmanızı rica ediyoruz.
Salgının ilerleyen dönemine ait olan bu grafikte az önce de vurguladığımız gibi valiz ve çanta kategorisinde 2019 yılı ile kıyaslandığında diğer birçok ürün kategorisine oranla azalma görülüyor. Bu durum online seyahat acentelerinin tercih edilme sıklığına da yansıyor. Pandemi sürecinde e-ticaret genel bir büyüme yaşasa da tüm sektörler bu büyümenin etkilerinden yararlanamıyor. Seyahat yasaklarının olması ve güvenlik endişeleri bazı sektörlerde satışların azalmasına yol açıyor.
Kategori Bazlı Genel Durum Nasıl?
Ülkemizde de dünya genelinde de pandemi sürecinde online market alışverişlerinde büyük bir patlama yaşandı. Hızla ve güvenle gidilen yerel marketlerden ihtiyaçlarını karşılayamayanlar 2020 Mart ayının ikinci haftasından itibaren online market siparişleri vermeye başladı. Rakuten Intelligence tarafından hazırlanan grafikte de online market alışverişlerinin artışı net bir şekilde gözlemlenebiliyor.
Elbette bu yükseliş daha önce de belirttiğimiz gibi yalnızca online market alışverişleri sınırlı değil. E-ticaret alışveriş davranışlarına ilişkin güncellemeler içeren ve Common Thread Collective tarafından hazırlanan grafikte detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Yukarıdaki grafikteki sıralama oldukça önemli, nitekim bu sıralama e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerin beklentilerinin aynı oranda gerçekleşmediğini ortaya koyuyor. Tüketiciler sağlık gereksinimlerini ön planda tuttukları ve raf ömrü uzun ürünleri tercih ettikleri için medikal ürünler, bebek ürünleri ve temizlik ürünleri e-ticarette başı çekiyor. Bu grafikte evden çalışma ile ilgili satın almalara da dikkat edilmesi gerekiyor. Covid-19 salgını ile birlikte algısal değişimler ve yeni arayışlar yalnızca ticareti değil tüm yaşamı şekillendiriyor. Yine de hacmi beklenen ya da istenen ölçüde artmayan sektörler de var, giyim gibi. Bu noktada da devreye proaktif düşüncenin önemi giriyor.
Evde zaman geçiren, davranışları ve günlük hayatları değişen tüketicilere hitap etmenin bir yöntemi var. Sektörün takip edilmesi, ihtiyaç analizlerinin yapılabilmesi ve değişen ihtiyaçlara hızla adapte olunması mümkün. Gece elbiseleri satışından ziyade evde de girilebilecek ürünlerin satışa sunulması gibi çok zorlayıcı olmayan hamlelerle e-ticaret büyümesinin faydaları deneyimlenebilir. Dinamizm her zamanki gibi tüm işletmelerin temel çıkış noktası olmalıdır, bunu başaranlar küresel ölçekte etki eden tüm krizlerde ellerini güçlü tutabilirler. Neticede bir eşik aşılması gerekiyordu, o eşik aşıldı.
Sonuç olarak,
E-ticaret günümüzden 1 sene önce de yükseliyordu ve görülen o ki Covid19 yalnızca bu yükseliş ivmesini beklenmedik şekilde arttırdı. Alışkanlıkların ve deneyimlerin sunduğu avantajların doğru kullanılmasının önemi ise her zamankinden fazla. Yüz yüze değil, internet üzerinden alışveriş yapma alışkanlığı büyük ölçüde benimsenmiş durumda. IBM tarafından açıklanan veriler, salgının tüketicilerin e-ticarete geçişini 5 yıl hızlandırdığını gösteriyor ve evet, e-ticaret konsepti büyümeye devam ediyor.
Peki siz bu pastadan ne kadar ve ne süreliğine bir pay almak istiyorsunuz? Değişimlere ne denli ayak uydurabileceğinizi ve tüketicilere verdiğiniz yanıtların ne kadar etkili olabileceğini düşünüyorsunuz? Yalnızca gündemde olan ve satışı artan ürünleri satmak mı mesele? Siz bu grafiklerin neresinde yer alıyorsunuz? Ve daha önemlisi neyi hedefliyorsunuz?
Salgınsız günlerde, görüşmek dileğiyle…